Tuesday, August 30, 2005

Farklı bir Zafer Haftası


Askerlik deyince aklınıza ne geliyor bilmiyorum. Çünkü herkes kendine göre, askerlik yaptığı yere, yaşadığı zorluklara ve kurduğu dostluklara dayanarak pek çok şey söyleyebilir. Benim zihnimde kalan - onca sıkıntısına ve zorluklarına rağmen - hayatımın en verimli altı ayı olduğudur. Pek çoklarının aksine, askerlik müessesinden soğumak ya da bölük komutanından nefret etmek gibi duygular da hasıl olmadı. Bilakis, askerliğin bu ülkeye ve şahsiyet kazanma noktasında olan gençlere güzel hasletler edindirme adına kilit bir rolü olduğu düşüncesindeyim. Belki bu görev tam anlamıyla yerine getirilemiyor olabilir. Bunu tartışmaya her zaman açığım.
Genel Kurmay Başkanlığı bu yıl her zamankinden farklı bir şekilde hazırlandı 30 Ağustos’a. Ordunun halkla ne zamandır bütünleşmeye çalıştığı ve Hilmi Özkök’ün Türk Silahlı Kuvvetleri’nde reform olarak nitelendirebileceğimiz yenilikleri hepimizce aşikar. Zafer Haftası münasebetiyle şehrin dört bir yanındaki tüm bilboard ve duraklarda kullanılan afişler de işte böylesi bir düşünceyle hazırlanmış. Bir tanesinde “Aziz Milletim parçan olmakla gururlu, sevginle güçlüyüz” şeklinde klasik bir ifade kullanılmış. Bir diğerinde “Türk Ordusunun kışlası halkının yüreğidir” denmiş; fotoğraf ve slogan güzel bir şekilde bütünlük sağlamış. Bu iki afiş belki de klasik mantıkla hazırlanmış, askerlikten ve askerlerden bekleyeceğimiz sözleri bizlere söylemiş. Üçüncü afişte ise asker kıyafeti giymiş küçük bir çocuk, yine gülümseyen bir askeri yanağından öpüyor. İşte bu afiş belki de diğerleri arasında en sıcak mesajı veren ve klasik asker mantığının çok ötesine geçmeyi başarabilen bir çalışma olmuş. Son afişte ise bir 30 Ağustos kutlamasından alınmış bir fotoğraf üzerine “Davetlisiniz” ibaresi konulmuş ve yurdun pek çok yerinde verilecek konserlerle etkileşimli bir halk-ordu bütünleşmesi sağlanmaya çalışılmış. ( Bilboardlar için tıklayın)
Dünya değişiyor. Tüm bu gelişmelerden ülkemiz de nasibini alıyor. Ordumuzun geç kalınmış dahi olsa halkla bütünleşme çabalarını oldukça sevindirici buluyor, gelecek günler adına umut verici bu çalışmada emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Unutmadan: 2 Eylül akşamı Vilayet önünde düzenlenecek olan konseri de kaçırmayın.
Yine aynı gün, Yunus Emre Kültür Merkezi’nde Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen bir diğer Kurtuluş Günü konseri’nde Ahmed Ahmedov sahne alacak.

Wednesday, August 24, 2005

yüksek lisans başvuruları başlıyor!

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde ve Anadolu Üniversitesi'nde yüksek lisans başvuruları başlıyor. Detaylı bilgiyi Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi web sayfalarından edinebilirsiniz.

Tuesday, August 23, 2005

şehir ve ben...

Dün gece sokaklarını dolaştım şehrimin. Hafiften bir rüzgar esiyordu. Tıpkı bundan yedi sene önce ilk soğuğunu yediğim o eylül gecesi gibi.Suskundum bu kez, konuşmaya yüzüm yoktu. Nasıl konuşurdum ki: ben sana yabancıydım artık, konuşsam da dinlemezdin beni.

Saturday, August 20, 2005

Eskişehir'de Yerel Basın

Sizi bilmem ama ben Eskişehir'de yerel basını -konumum gereği- her gün takip edebiliyorum. Kimi zaman öyle olaylara şahit oluyoruz ki, gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Bu da onlardan biri. Hal böyle iken, Erkan Yüksel hocamız bir araştırma ile Eskişehir'de yerel basını masaya yatırmış. Okurların beklentisinden haberlerin içeriğine, sayfa düzeninden reklamlara, magazinden köşe yazarlarına kadar pek çok unsuru ele alan bu araştırma bence Eskişehir'de yerel basını doğru okuma adına oldukça önemli. Umarız, yerel basın da bu araştırmadan gereken sonucu çıkarır ve bizler de daha nitelikli gazete okuma şansına sahip oluruz. Araştırmada emeği geçenleri de tebrik ediyoruz.

neden eskişehir güncesi?

nahnu ve ben, günlerdir gecelerdir ne yapalım ne edelim diye düşünür dururken dedik ki: Ya neden bir kent güncesi hazırlamıyoruz? Hem de eskişehir gibi malzemesi bol bir kentin günlüğünü tutmak heyecan verici olmaz mıydı?
Bir kenti canlı tutan yaşayan insanlarıdır, yaşadıkları nispette kente yaşam katarlar çünkü. Biz de hem yaşayan Eskişehir'i kelimelere dökmek hem de yaşayan insanları bir araya getirmek amacıyla bir blog oluşturalım istedik.

neden blog?
çünkü duygu ve düşüncelerimizi en kolay biçimde anlatabileceğimiz yegane araç. Niyetimiz gün geçtikçe yazar kadrosunu genişletmek, blog üzerinden fotoğraflara yer vermek, yer yer kente dair güncel haberler ve duyurular yayınlamak.

Bu bir web sitesi ya da portal değildir, belki de Eskişehir'in tarihine, turistik özelliklerine ilişkin hiç bir şey de bulamayacaksınız. Ama, bir kentin tarihinin bir dönemine tanıklık edeceksiniz. Ben şimdiden çok sabırsızlanıyorum.