Monday, April 17, 2006

Vazgeçmek Dışında Başarısızlık Yoktur!!!

Yoksa, Çocukların masal, gençlerin roman, filozofların felsefi eser olarak okudukları bu kitap gün ışığına çıkmazdı...

Don Kişot'un Cervantes'ten geçen tarafı...
Cervantes pek çok eser yazdı; ama ona ün kazandıran Don Kişot (Don Quixote) oldu. Bu kitabında mizacına uygun düşen bir konuyu ele aldı; Don Kişot tipini de kendisini canlandırıyormuş gibi çizdi. Fakir olmasına bakmadan Cervantes zengin, soylu bir ailenin kızına âşık oldu. Ne kız, ne ailesi onu münasip buldu. Ama her sanatkâr ruhlu gibi onun da gönlü ferman dinlemedi; kızın gönlünü çelebilmek için, ne yaman bir insan olduğunu anlatmak amacıyla şiirler yazmaya başladı.
Fakat şiirleri istediği yankıyı yapmadı. O sırada İspanya bir savaşla karşı karşıyaydı. Gönüllü iştirak etti; öyle büyük yararlılıklar göstermeyi düşünüyordu ki, Madrid’in kapısında orduyu karşılayan imparator; “Benim halis evladım Cervantes” diyerek gözlerinden öpecek, o kızı ve ailesini avucuna alabilecek üne kavuşacaktı. Maalesef İspanya o savaşta yenildi; döküntü halinde dönen orduya kimse bakmadı; o da bir sığıntı gibi Madrid’e girdi.
Ne çare ki aşkı onu gayretlere zorluyordu. Madrid’de parmakla gösterilen zenginlerden biri olursa istediği sonuca ulaşırdı. Mali yapısını bilmediği bir şirkete muhasebeci olarak girdi. İşe başladığından kısa bir süre sonra şirket iflas etti. Muhataplarında şaibeli iflas olabileceği kanaati uyandırınca, mahkemeye başvurdular. İmkanlar diyarı Amerika’ya kaçmak için bindiği gemide yakalandı, hapse atıldı. İşte bu mahkumiyet yıllarında Don Kişot’u yazdı. (Mehmed Niyazi)

Wednesday, April 05, 2006

Bahar geldi ruhlara...

Güzel bir insana ithafen...

Güleryüz ve tatlı dil bir insanda bu kadar birleşik halde yer alır herhalde diye düşünüyorum zaman zaman... Ekonomi hocasına "İktisat Profesörü" , hukuk hocasına "Yargıtay Başkanım" diye hitap eden bu genci tanımanızı çok isterdim... Biliyorum gönlü yaralı.. O büyük yüreği kim yaraladı bilmiyorum, ama ben biliyorum ki, onun kocaman yüreğinde sevgi ummanlar kadar ucsuz bucaksız... Kendilerine ithafen bir yerde okuduğum şiiri (büyük ihtimalle Yahya Kemal'e ait olabilir) sizlerle paylaşıyorum...

Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin,
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde,
Mehtap, iri güller ve senin en güzel aksin,
Velhasıl, o rüya duruyor, hala yerli yerinde...