Wednesday, September 24, 2008

Çok saygıdeğer ve bir o kadar da hürmetli blog sakinleri ve blog dünyasına zaman zaman Tanrı misafiri olarak buyur eden şahsiyetler,

Görüşmeyeli uzun zaman oldu sizlerle burada. Evvelbahar in soruma cevap vermesi ve Mehmet Nadir kardeşimizin “ordunun dereleri” diye başlayan türküyü tutturması üzerine klavyeyi elime aldım, sonra yerine koydum ve yazmaya başladım. Efendim, ben denizin ciddi bir akademik sınavı var, sanırım bu sınavın icra edilme zamanı önümüzdeki aylardan birisinde, bu bakımdan, bereketli ramazan günlerini masa başında kitaplarımla hasbıhal ederek geçiriyorum. Sık sık iftar davetlerine gidiyorum )))

Yıllık iznimin sadece 12 günlük kısmını köyümüzde geçirebildim. Eger fırsatım olsaydı, çok daha fazla kalmak isterdim. Gürültüden bıkmış benim gibi şehirzede için köyün o temiz atmosferinin tadına doyum olmuyor. Bu aralar 1958 Nobel ödülü sahibi Boris Pasternak’ın Dr Jivago kitabını okumaktayim. Bununla birlikte vakit buldukça yazıyorum. www.burcfm.com.tr de ali ural ile yazarligin sirlari programi var. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün son seyrettiği malum maçla ilgili edebi bir masal göndermiştim. Ben burdan indiremedim, eğer indirebilenleriniz olursa, 20 Eylül 2008 tarihli Ali Ural ile yazarligin sirlari programini indirip, sonda sizden gelenler bölümünde okuyan çalışmalardaki izlenimleri bana da aktara bilirsiniz. İsmi şöyle: “Bu masalı çocuklarınıza asla okumayın!”

Eğitimci kimliğiyle kendinden sıkça sözettiren değerli dostum, Celal bey dünya evine girmiş bulunuyor. Efendim, ihtiyaçların sonsuz, kaynakların sınırlı olduğu bu dünyada kardeşimizin düğününe katılamadık tabe ki. Kendisine dileklerimizi ilettik, ama bir kere daha ömür boyu mutluluklar diliyorum. Burjuvazi sınıfının gıda maddesi olan pizzaya müptela olmasıyla bilinen, zehir gibi zeki İsmail kardeşim de dünya evine girerek, pizza yemekten şimdilik kurtulmuş bulunuyor. )))))) zaten İsmailin evlenmesi azcık daha gecikseydi, ben onun yüzünden pizza müptelası olacaktım. İsmail e hem meslek hayatında, hem fikir hayatında, hem de evliliğine uzun soluklu mutluluklar, diliyorum. Allah sizleri, her iki cihanda da mutlu eylesin efendim.

Yazın Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlarını ve Peyami Safa’nın Şimşek’ini de okudum. Yaşar Erdinç imzalı 36/42 Para Harekatı isimli belgesel romanı da müthiş bir ekonomik şölen sundu okuma zevkime. Bunun dışında, Yaprak Dökümü’yle başlayan dizilerin edebiyyatdan beslenme trendi, Aşkı Memnu, Gurbet Kuşları, Gece Sesleri gibi başka edebi eserlerle devam ediyor. Yaprak Dökümü’nde Fikret’e özellikle sonsuz saygım var. Diyaloglarını ve kişiliğini beğeniyorum. Ama nedense, Yaprak Dökümü’nden eksiden aldığım zevki alamıyorum. Dizi Tv de oynarken seyretmek içimden gelmiyor.

ABD de bu arada acayip bir kriz var. Çok sayıda ev boşta. Garip yane. Bir ev alana bir ev bedava, ya da bir ev alana bir araba gibi enteresan promosyonlar var. Bu bakımdan paranız varsa, bu ara ABD de ev almanın tam sırası )))))

Selamlar, sevgiler