Monday, October 30, 2006

Sanata ve sanatçıya saygı...




İlke dershanesinden yakında size bahsetmeyi düşünüyorum, ama öncesinde bu dershanenin yetenekli bir öğrencisiyle tanışmanızda yarar görüyorum. Efendim, bu genç sanatçının öyküsü tarafımıza şöyle nakledildi; geçtiğimiz sene, kursta, kulüpsel etkinlikler bünyesinde duvar gazetesi çıkarılır. Gazeteye gösterilen katkı ilgisinden birisini de Ayşegül yapar. Eline kalemini/kalemlerini alır ve çalakalem aklından geçen manzarayı kâğıda sanat diye döker. Duvar gazetesi çıkarılırken, editör olan iktisat eğitmeni bu genç, ama iddialı bayanın eserine yer vermeyi unutur. Tabi kızıl kıyamet kopar; surat asmalar, protestolar falan filan… Bir hışımla geldi geçti Ayşe gül gül gül!!! Şimdi, mağdur öğretmen tarafımıza ulaştı ve bizden 7 milyarlık dünya nüfusuna, (evrenin diğer bölgelerinden sitemizi ziyaret eden ve dinlenme tesislerimizde Cem Yılmaz’a poz veren UFO şoförlerini ve yolcularını saymazsak tabi. Çünkü “kaptanınız 30 dakika hap ve onarım molası vermiştir” anonsundan sonra tüm yolcular sitemize akın ediyormuş), (bu istihbarat bilgisi de Adanalı namı diğer “uzaylı” Derya Cengiz’den hürmetlerle:)) zamanında unutkanlığından kaynaklanan yanlış anlamayı düzeltmesi için sitemizin bir duyuru yapmasını rica etti. Ve şöyle sesleniyor; Ayşegül, artık tüm dünya senin sanatını tanıyor, emin ol bundan daha güzel bir fırsat olamazdı.

Tabi anlattıklarımız içerisinde, duvar gazetesi macerası hariç, diğerlerinin şaka yollu takılmalar olduğu değerli müdavimlerimize ayan olmuştur… Yani arada kırgınlık, kızgınlık olmadığı hepimizin malumu… Antalya’nın bağrındaki turistlerden bir türlü kopamayan ünlü polisiye görevlimiz ve space sahibi Rahme (güvenlik kaygısıyla ismini tersten yazdık) Kekşahan’dan aldığımız bilgiye göre, bayramlaşma vesilesiyle Ayşegül, hocasının elini öpmüş ve hellalik istemiştir… (comments kısmında others şıkkını işaretleyip, Ayşegül hanımın sanatına dair fikirlerinizi bizimle lütfen paylaşmayı ihmal etmeyiniz, sayın günlük okurları).

Resimdeki şahıs, (Rahme Kekşahin’in çevresinden biri değilse eğer:)) Tolstoy’un ya da Dostoyevski’nin eserlerinde hayata dâhil olmuş bir karakter gibi duruyor. Bu da Ayşegül’ün sanatçı olarak hayal gücünün zenginliğini gösterir… Eline sağlık Ayşegül!...

Monday, October 09, 2006

Eskişehir'den bir pano..



İnsan'ın çevresindeki arkadaşları sürekli yeni fikirler üretmeye dursun... İşte eskişehir'de bir reklam tablosu...

Değerli bir arkadaşımız poz veriyor, bu reklam panosuna...

Ya da reklam panosu onu seviyor...

Sonuç zekice... :)