Tuesday, May 12, 2009

Ani Bir Lenkeran Gezisi










Bu gezi, Lenkeran`la üçüncü kez buluşmam olacaktı. Daha önce Lenkeran`a giderken, Palsüd fabrikasını ziyaret etmiştim. Mühendisleri ve müdürü Türkiye`den gelen bir kurum burası. Çok harika süt ürünleri var. Oradaki hijyeni gördükten sonra geri döndüğümde, rahatlıkla Palsüd ürünlerini tüketebiliyorum. Dünyadaki bütün firmalar tüketicilere fabrikaları gezme fırsatı verseler, sanırım, dünya, olabildiğine şeffaf bir yer olur. Böylece en azından tam rekabet piyasasının olmazsa olmaz şartlarından bir tanesi, yani “Şeffaflık” özelliği yerine gelmiş olur. Palsüd`de ilk kez, içi süt dolu kocaman, ılık süt küvetleri gördüm. Içeride müthiş bir sıcaklık vardı, sütleri alıp kullanmaya, yeni ürünler üretmeye çalışıyorlardı. Insanın süt banyosu yapası geliyordu ))).. Tabi yapamadık. Çünkü içeriye girerken bile, özel giysileri almakla birlikte bizi dezenfekte ettiler. ))). Meğer ne kadar mikropluymuşuz.)))


Nihayet kelam, gelelim bu son gezi macerasına. Salı günü, bir arkadaş, üç günlük tatili değerlendirelim diye bir teklifle birden hepimizi heyecanlandırdı. Malumu aliniz, 9 Mayıs Azerbaycan`da Zafer Günü olarak kutlandığı için resmi tatil ilan edilmiş durumda. İkinci Dünya Savaşı`nın Sovyetler Birliği tarafından kazanıldığı tarih olan bu gün, Azerbaycan`da hala kutlanmaktadır. Çünkü o zamanlar, Azeriler de almanlara karşı savaştıklarından bu günün hatırası buradaki insanların ortak mirası haline gelmiş durumda. Azerbaycan`da tatil günleri hafta sonuna denk geldiğinde bu iş günü olan sıradaki güne kaydırılıyor. Böylece, 9 mayıs cumartesine denk geldiği için, biz de pazartesini tatil yapacak olmanın fırsatını gören bir insanın teklifine dayanamadık. On arkadaş aynı anda gidelim diye ısrar edince, ben de bu teklife hayır diyemedim. Neyse arabayla anlaştık. Ben rakamları da vereceğim, siz buna göre Azerbaycan`daki tatil fırsatları hakkında bilgi edinmiş olursunuz böylece. 220 AZN (Azerbaycan Manatı). minibüsle anlaştık. Şöyle ki, minibüs bizi götürecek getirecek ve o arada şehir gezilerimizde bizim ulaşım problemimizi halledecek. 10 Mayıs tarihinde de bizimle birlikte geri dönecekti. 8 Mayıs`ta Bakü`den çıktık. (Tam da benim doğum günümde) . Dört saatlik yoldan sonra, gece saat 00:30 civarında Lenkeran`a vardık. Cumartesi günü`nü iyi bir gezelim dedik.

Öncelikle, şelalenin gürlediği, tabiatın en güzel yüzlerinden birinin yer aldığı Tebessüm Dinlenme Tesisine gidelim dedik. Lenkeran`da 13 kişi olduk. 11 kişi ekibimiz, bir rehber, bir de şoförümüz. 13 kişilik kebab için ve ilavelerle birlikte 95,40 AZN ödeyerek güzel bir öğle yemeğinin tadına varmaya gayret ettik. ))) Çok doyurucu olduğunu söylemeliyim. Bunun dışında Hanbulan gölüne gittik. Burada, gölün kenarını gezdik ve orada güzel yemeklerden sonra içilecek türden olan Lenkeran çayı içtik. (12 AZN). ( 1 TL = 0,52 AZN). Hanbulan gölünün kenarında tabiatın hemen yanıbaşında semaver çayı içmenin müthiş bir keyfi var. Daha sonra şehir merkezini gezmeye gittik. Orada 9 Mayıs`la alakalı `Meçhul Asker` anıtının önünde bir çelenk gördük: Sizin de resimde görüyor olmanız lazım. Azerbaycan`da kommunist kelimesi Türkiye`deki gibi kötü imaja sahip değil. Belki ben çok karşılaşmadım, ama insanlar bu eskimiş fikir yapısını normal kabul ediyorlar. Herkes kendi halinde yaşayıp gidiyor. İnsanlar 8 Mart`ı hediyeleşme vesilesi, 1 Mayıs arkadaş çevresiyle yemekte buluşma sebebi, 9 Mayıs`ı da bir araya gelinen bir etkinlik gibi görüyorlar. Burada, bu ve benzeri günlerden hiç birisinde, insanlar taşları, sopaları ellerine alıp, dükkanların camlarını kırıp geçirmiyorlar. Nihayet kelam, her günün sonu anlamlı bir etkinliğe çıkabiliyor.

Tabii insanlar, bu kadar tabiat güzelliğinin karşısında dayanamayıp romantik pozlar da verebiliyorlar. Lenkeran`da en çok işimizi kolaylaştıran faktörlerden birisi Lenkeran`da Türk Lisesin olmasıdır. Bizi iki gece misafir ettiler ve buna ilaveten de, bize orada mihmandarlık yaptılar. Türk lisesindeki Türkiyeli ve Azerbaycanlı öğretmenler çok güzel talebeler yetiştiriyorlar. Biz oradayken, üç günlük tatile aldırmaksızın olimpiyat için okuldan ayrılmayan sekizinci sınıf talebeleriyle tanıştık. Tabii, bir de öğretmenlerden birinin minik yavrusuyla. Sevdik doya doya o minik balayı.))).

Bütün kurtlarımızı dökene kadar futbol oynadık. Saatlerce, söhbet muhabbet ettik. Şehir hayatı zamanı bizden alıp, geriye zamansızlık bırakıyor sadece. Orada ise, geceleri uyumayıp uykuya giden zamanı bir birimizi tanımaya ayırdık. Bazılarımız, lisede başlarından gelen ilginç olaylardan konuştu, bazılarımız ise, hayatından kendini en mutlu eden anlarını bizimle bir yerde hatırladı. Uyumaya gelince, o kadar müthiş bir ortam ki... Tabiatla ve Lenkeran lisesi, geceleri buluşup bize ninni söylüyordu sanki. Yol masrafları da dahil, toplam 450 AZN`ye (550 Dolar) 11 kişi, iki günlük oldukça dinlendirici bir tatil yaptı. Bir çok insanı daha yakından tanıma fırsatım oldu. Çok güldük...

Velhasıl kelam, gelmek isteyen olursa, Nazan Öncel`in dediği gibi: “Buyursuuuuuuun Geeeeelsiiiiiin!” ))))))..... Azerbaycan`dan sevgilerle...

Monday, May 04, 2009

2006 yılından bir hatıra


Teşekkürler Ayşegül...

Dostlar !

Bu sabah, aşağıdaki hikayeyi bloga koydum. Ondan sonra düşünüyordum ki, keşke bir resim olsaydı konuyu destekleseydi diye düşünüyordum. Daha sonra msn i açınca Ayşegül`ün bu fotoğrafı gönderdiğini gördüm. ))) Bu sürpriz için teşekkür ediyorum Ayşegül`e. Ne de olsa eski asistanım, yapıyor yapacağını... Bu ince ve yerinde fotoğraf için kutluyorum kendisini...

Sunday, May 03, 2009

Bildiğim bir hikaye ama nedense bu sabah beni çok etkiledi (((

Çölde yolculuk eden iki arkadaş hakkında bir hikaye anlatılır. Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar biri ötekine bir tokat atar. Tokadı yiyenin canı çok yanar ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar
'BUGÜN EN IYI ARKADASIM BANA BIR TOKAT ATTI.'
Yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler.Tokadı yiyen yıkanırken bir batağa saplanır, boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır. Boğulmak üzere olan arkadaş tam kurtulduktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır:
'BUGÜN EN IYI ARKADASIM BENIM HAYATIMI KURTARDI.'
Tokadı vuran ve sonra arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der; senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazın ama şimdi kayaya kazıyorsun.NEDEN? Öbür arkadaş ona şöyle cevap verir:'Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgarı estiğinde onu silebilsin. Ama biri bize İYİ bir şey yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgar yok etmesin.'
'INCINMELERINIZI KUMA, GÖRDÜGÜNÜZ IYLIKLERI KAYALARA KAZIMAYI ÖGRENIN.'
Denilir ki özel birini bulmak bir dakikanızı alır,onu değerlendirmeniz bir saat içinde olur,onu sevmek için bir gün yeter ama sonra onu unutabilmek için bir ömrün geçmesi gerekir. Arkadaşlarımızı yanımızda olmasalar bile unutmayalım!!!