Monday, May 16, 2011

Farklı Desenler dizisinin yapımcı / senarist / kurgu ekibine / Ahu Atılgan`a açık mektup

Sizleri güzel bir düşünce ile çekimine başlamış olduğunuz diziden dolayı tebrik ediyorum,

Umarım çalışmalarınız başarıyla devam eder,

Siz çaba harcadığınız için, ben de çaba harcayıp sizin eserinizle ilgili bir yazı yazmak istedim.

15 Mayıs 2011 tarihli bölümle ilgili olarak yazıyorum:


1. Feride, sorgu odasında Kemal`ı teşhis edecek. Ama nedense, Şeref`in girmesini siz senaristler engelliyorsunuz. Buna itirazım yok. Yalnız senarist olarak bu adımı engellerken, bunu seyirciye farkettirmeden yapabilirseniz daha başarılı olursunuz. Şeref`in orada kardeşi tarafından sorgu odasına girmesinin engellenmesi oldukça basit bir kurgu.


2. Yasal olarak dinleme yapılamıyor mu? Neden, Kemal`le konuşan diğer hatun hiç yasal dinlemeye takılmıyor. Şeref`in polis olan kardeşi, ne kadar da uyuşuk ve gözü-açık olmayan bir polis görünümü arzediyor. Neden evdeki hiç kimse, Feride`nin sözleri üzerine Pınar`dan şüphelenmiyor. Feride`nin kardeşi Feride`nin kaçırılmasına alet olmuş. Bu konuda, kardeşi konuyu itiraf etti. Neden hala, hiç kimsenin aklına Pınar`dan şüphelenmek gelmiyor? Gece vakti, Feride, Pınar`ı çok belirgin bir şekilde teşhis etti her kesin göz önünde, neden bu konuda hiç bir adım atılmıyor. Burada kesinlikle bir kurgu zaafiyeti yaşanıyor. Senaristlerin daha dikkatli olmasında yarar var. Ayrıca, Feride`nin kardeşi Kemal`le telefonda konuşmuştu, o telefon numarası neden sorgulanmıyor? O telefon numarasına ilişkin kayıtlara neden bakılmıyor?


3. Pınar, daha önceki bölümlerde o kadar çok açık verdi ki, bu insanların hepsinin aynı anda bu açıkları farketmemesi size doğal mı geliyor?


4. Feride`nin yüzüğünün geri verilmesi iyi bir ayrıntı oldu. Bunun için sizi tebrik ederim. Bunun dışında, Feride`nin toprağın altında uyanması da ve dizinin o bölümünün o şekilde bitilmesi çok akıllıca yapılmış kurgulardı. Orada, Pınar`ın telefonu düşürmesi, çok iyi de olmasa, yine de kurguda çok belirgin bir şekilde sırıtmıyordu.


5. Eski kocası tarafından tekme tokat dövülen hatun, yeni sevgilisiyle telefonda konuşuyor, sesi oldukça titrek, ama bizim adamımız hiç bir şey çakmıyor. Yaşar`dı galiba. Yani Yaşar bu kadar duyarsız mı? Yaşar, Leyla`nın o telaşlı halinden hiç işkillenmiyor. Senaryo`nun bu kısmını yazarken, biraz daha dikkatli olabilirdiniz. Seyirci karşısında bu kadar zor durumda kalmanıza gerek yok. Ayrıca, Leyla o haliyle karakola gitse, adamı yine içeri tıkarlar. Ama Leyla onun yerine evde oturup ağlamayı tercih ediyor. Yani sizin planınıza göre, Yaşar aptal, Leyla daha aptal. Yani “aptal aşıklar” dedikleri bu olsa gerek.


6. Pınar`ın Feride`yi tehdit etmesini ne kadar da amatörce işlenmişsiniz. Resimler üzerine kurgu yapılması oldukça basit kaçıyor. O evde Pınar`ın o kadar rahat olmasının temelini iyi kuramıyorsunuz.


7. Şeref ile Feride`nin buluşma sahnesinde, Şeref`in iyi rol yaptığını düşünüyorum. Etkileyici sahneydi.


8. Yine, Kemal, Feride`nin peşinde dört dolanıyor ama Şeref`in umrunda değil. Yani, adamın birisi sizin karınızın masasına yaklaşıyor. Aynı adamı az önce karınızla konuşurken görmüşsünüz. Şimdi Şeref, Feride`ye soruyor nedir mesele diye, o da “adam bana bir yer sordu, ben de buraların yabancıyım bilmiyorum” dedim. Bu dizide kara mizahın en yüksek düzeye ulaştığı yerdi. Lokanta bir sürü insan oturuyor, adam lokantaya gelip, sadece bir masada oturan bir bayana yaklaşıp “Bacım, MIT lojmanları nerde? biliyormusunuz?” diye soruyor (MIT lojmanlarını ben ilave ettim, ankaralılar bilir, ankara böyle bir espri vardır- : ). Bunu hangi seyirci yutuyor, ya da siz senaristler seyircinin bunu yuttuğunu mu düşünüyorsunuz. Bunun dışında, senaristlerin içerisinde erkek var mı? Ya da erkek yoksa, senaristler bu ülkede yaşamıyorlar mı? Nasıl oluyor, adamın birisi, lokantada sadece sizin karınızın masasına yaklaşıp adres soruyor. Ve aynı adamı, beş dakika önce karınızla konuşurken görüyorsunuz. Bütün bunların hepsini de normal karşılıyorsunuz. Akıl almıyor bir türlü.


9. Anadolu`da bazen anneler kaynanalarının/kaynatalarının yanında onlara hürmeten çocuklarını bile öpmezler. Yani, bir annenin çocuklarını, büyüklerinin yanında öpmesi, kültürümüzün derin/sağlam kısımlarında, saygısızlık gibi addedilir. Farklı desenler dizisinde ise, Şeref karısını elini öpüyor, babası ve annesini yanında ve çocukların gözü önünde. Bunun dışında, ızgara partisinde de alnında öptü galiba. Şeref, bu bölümde kültür, gelenek ve göreneklerimizden biraz daha uzaklaşmış oldu. Bunu da senaristler düşündü, yoksa bu Ahu hanımın fikrimiydi? Yoksa, bu samanyolu televizyonunun şimdiye kadar gönül verdiği değerlerden ve prensiplerden ödün vermeğe başladığının resmimidir? Oysa ki, Feride, karakterine dini bir hassasiyet verilmişdi önceki bölümlerde. Acaba, Feride, hafıza kaybına uğrarken, dini hassasiyetini de mi unutdu?


10. Dizinin müziği iyi, Şeyda hanımın ara sıra güzel sesiyle diziye can verdiğini söyleyebiliriz. Yalnız, dizinin kurgusunda sadece bir bölüm için bile yukarıda ilk düşününce akla gelen senaryodaki kör noktalar, zayıf halkalar seyirciye uzun vadede bıkkınlık verecektir. Yani, bu dizinin senaryosundaki problemli kısımlar onarılmadıkça her hafta daha çok seyirci kaybedeceğini düşünüyorum. Bir de uygun bir alternatif olursa, seyircilerin hemen aynı saatteki diğer yapıma kayacaklarını düşünebiliriz. Müziği iyi, oyuncu kardosu güzel, vermek istediği mesajlar evrensel olan bir dizinin senaryo yüzünden güme gitmesi onca emeğe yazık olması anlamına gelecektir. Yukarıda bahsettiğim konulardaki sıkıntıların giderilmesi için en kısa zamanda uygun adımlar atmanızı öneriyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.


Selamlar, sevgiler
Dilaver Sultanov
Mahremiyet Hırsızı isimli kitabın yazarı