Wednesday, June 27, 2007

Her an söyleyip de hiçbir an hakikatine yaklaşamadığımız ve yaklaşamayacağımız tek kelime: “Allah”. Keşke ben “Allah” kelimesinden başka ağzından tek söz çıkmayan dilsiz olsadyım.
(NFK, Aynadaki Yalan)

Yazı:

Gecenin bilinmeyen bir saati. Sapsarı bir akrep. Acelesi var gidiyor. Sanırım yaşlı. Hani meyvesi bol olan ağaç dalları aşağı sarkarmış. Aynen bunun gibi de sanırım zehirle dolu kuyruğu yere doğru eğilmiş sağdan sağdan. Hızlı adımlarında onu biraz izledim. İsmail bu kararıma kızabilir ama akrebi öldürmedim. O gitti, ben de kendi işime baktım. Zehrinden şişko olmuş bir akrebin öldürmenin bir rasyonel birey için nasıl bir açıklaması olabilir ki? Zehrin ağırlığı, ciddiyeti, hatta asaleti var. Merak ettiğim, acaba, akrebin zehiri mert mi, yoksa “Brütüsvari” zehir mi? Bir de siyah akrep var, onu görmelisiniz. Siyahın asalet dağıttığını anlatan bir örnek. Onun siyahi çok farklı. Bu yazının ismi doğadan izlenimler olmalıydı galiba: ) ))) Şu anda saat .... Konuyu değiştirelim;

Tatilimsi günlerde bol bol TV izledim. Hatta şu anda HATIRLA SEVGİLİ’yi izliyorum. Güzel ve taraflı bir dizi. Yine de izleniyor. Müzikleri daha çok hoşuma gidiyor desem daha doğru olur. TV geneline baktığımda yönetmenlere bazen çok kızıyorum. Çift olabilecek erkek ve kızları bir araya getirmenin adı dizi çekmek olmuş. Erkeklere çatık kaşlar, kızlara da ağlayan gözler rölünü vermek olmuş dizi çekmenin adı. Bir de anlamadım gitti, kimin eli kimin cebinde belli değil: ))) Yani güzelim Türkiye’mizde bu kadar dejenerasyonun olduğuna ben inanmıyorum. En azından benim çevrem öyle değil. Ya ben sterilize bir ortamda köpekbalığı girmeyen akvaryum sakini gibi yaşıyorum, ya da bu senarist topluluğu bir akvaryum suda çarpık fırtınalar koparıyorlar. Bilmem siz ne dersiniz? Nasıl olsa bu yazıları okuyan her fikirden arkadaşımız var. Azcık insaf be senarist kardeş!??? Ne bu, hepiniz sözleştiniz mi, çarpık ilişkiler üzerine senaryo yazmaya????

2 comments:

Ufkabakan said...

Medya : Gazetelerde boy boy haberleri görürsünüz .. yok efendim töre can aldı. Töreye dur deme vakti . Töre yine kan kustu.. Bilmem kim hatun töre kurbanı..

ve bu gazetelerin sahibi olan kişinin televizyon kanallarıda vardır.. ve o kanallarda haftanın 5 günü Töre dizisi izlersiniz..Silahlar bilmem neler vs vs.

Türkiye'de : Mafya , polis , töre dışında senaryo yoktur boşuna aramayın :)

Bir ara Şehrazat mevzusu oldu töreden ve mafyadan uzak.. o da Cem uzanın bile diline düştü.(Şehrazat kredi kartına 12 taksit.Peşinatsız Kefilsiz). o kadar ucuz yani..

Adamlar bir dizi yapıyor dünya peşinde..

aha lost.. aha prison break .. aha oz..

daha ne deyim ki..

İnsanın kafası yoz olunca.. geri kalan her imkan elinde olsa ne fayda..

Kafa yok ki kafa..

Ufkabakan said...

bu arada akrebin asaletinden bence o kadar emin olmayın :)

kapatın üstüne bir tane tabak tencere bilmem ne. Eğer o muhteşem asil kuyruğunu başına saplayabiliyorsa evet o akrep asildir..

Aksi takdirde kuyruğunun meyve veren ağaç dalı misali yere yakın olması asaleti gösteriyor olabilme ihtimalini barındırırken.Kuyruğuna basan ve inciten başka bir hayvanın kuyruğu yamulttuğunu da anlatabilir..

Bence nereden baktığımız önemlidir.

Umarım öldürmediğiniz o sarı akrep , Yarın sarı bir çocuğu sokup öldürmez..

Bazı fırsatlar ve bazı uyarılar insana bir kez gelir.

Ya şans gelir değerlendirirsin vurursun.Yada bir ömür pişman olursun..Yukarıda bir yazıda Mevlana'dan bir alıntı var.Pişmanlık demişsiniz.. umarım pişman olmazsınız ömrünüzün geri kalan yarısında..

Şahsi fikrim o dur ki : insana zarar verebilecek yapıda olan ve eğitilmesi söz konusu olamayan yararı bire bir dokunmayan ve evcilleşmeyen bir hayvanı öldürmekten çekinmem . Çünkü yarın o beni yada benim bir sevdiğimi öldürüyor olabilir..

Merhamet bir erdemse.. Kime gösterilip gösterilmeyeceğine karar vermek daha büyük erdemdir..