Friday, August 24, 2007

Karadenizin bittiği yer...

Yokos, yakos ya da Yoros, Yaros gibi hatırladığım kaleye gittim gezmek için. Kaleye varmak için garip bir güzergarhtan geçmeniz gerekiyor. Çalılıkların arasından felan:) Kaleye giden doğru düzgün bir yol yok. Gencler kuytu yerlerde piknik yapıyorlar. Ve kaleye vardık. Aleni bir fingirdeşme sahnesi, kalenin gölgesinde, kızın hemen yanı başında uyuyan uyuşuk köpekler. (hoş internette de fingirdeşenler var, ille de kale gölgesi olması gerekmiyor:). Sonra Anadolu kavağı'ına gittik. Yine aynı manzara. Çöplük resmen çöplük. Oralara varmadan sanırım Yuşa Turbesinden bahsetmekte yarar var. Hz. Musa'nın muasırı olduğu düşünülüyor Hz. Yuşa'nın, 17 metrelik mezar yapmışlar. En çok hoşuma giden evlenen ve düğün yapan gençlerin, gelin hanımın elinden tutup oraya getirmeleri ve dua etmeleri. Sünnet olanlar için de aynı şey geçerli. Milletimizin kutsala saygısına acayip saygı duyuyorum... Ve sonra Karadenizin bittiği yerdeyim. Oraya karadenizli vatandaşlarımız yerleşmiş. İşte orada tam Anadolu Kavağının oralarda Karadeniz bitiyor. Ordan karadenizi seyretmek lazım. Sonsuzluk kavramını anlatmayı kendine görev edinmiş deniz adeta. Denizi dinledim. Karadenizin marmara denizine söylediği ninnileri dinledim...
Sonra Anadolu Feneri'ni görmek için bir yola girdik. hayatımda sanırım ilk kez bir çıkmaz sokağa girmiş oldum böylece... Yol bitti... Feneri seyrettik ve döndük.... Bir de bugün Hünkarbeğendi'yle tanışdık... Patlıcan püresi özellikle büyük emek isteyen bir bileşeni bu milli yemeğimizin.

2 comments:

PuCCa said...

resim mükemmel!!!

Önder Yenilmez said...

Biliyorum...:)!!!